Bu millet ne zamandan beri bu hale geldi?
İnanç, insanı yücelten en temel değerdir. İman, insanı sadece birey olmaktan çıkarır; ona bir sorumluluk, bir kimlik ve bir anlam kazandırır. İnsanoğlu, bu sorumluluğu layıkıyla yerine getiremediğinde, ne yazık ki hak ettiği yücelikten düşer. Ahlaki değerlerden uzaklaşınca, insanlık duygusu zedelenir, merhamet kaybolur. Ve işte o zaman insan, kendi fıtratına yabancılaşır; canavardan farksız bir hale gelir. Birbirine kardeş olması gereken insanlar, birbirinin kanını döker hale gelir.
Bugün karşı karşıya olduğumuz sorun, sadece bireysel değil; toplumun tüm katmanlarını saran büyük bir ahlaki yangındır. İnsanlık can çekişiyor. Alevler yükselmiş, içinde evlatlarımız yanıyor. İnançlarımız, değerlerimiz, sevgi bağlarımız tutuşmuş yanıyor. Fakat çoğumuz bu yangının farkında bile değiliz. Çünkü kalpler kararmış, gözler körleşmiş, ruhlar suskunlaşmış durumda.
Peki neden bu hale geldik?
Cevap çok net: Hırs, açgözlülük, bencillik, dünyaya tutkuyla bağlılık. Sanki hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamak. Oysa dünya bir misafirhane ve bizler de o haneye geçici olarak gelen misafirleriz. Misafir ise misafirliğini bilmeli; ev sahibinin kurallarına uymalıdır. Biz ise artık ne misafir olduğumuzu hatırlıyoruz ne de bu dünyanın bir imtihan yeri olduğunu.
Sabah kuşağı programlarında gördüğümüz aile içi cinayetler, anne-babanın evladına kıyması gibi olaylar, toplumsal çürümenin en açık göstergeleridir. Çünkü insanlık duygusu yok olmuş, akıl ve kalp birlikte çalışmaz hale gelmiştir.
Oysa yüce kitabımızda sürekli bize sorular sorulur:
“Hiç düşünmez misiniz?”
“Akletmez misiniz?”
Evet, artık düşünmemiz gerekiyor: Nereden geldik? Nereye gidiyoruz? Bu dünyadaki görevimiz nedir?
İnancı, sevgiyi, merhameti, adaleti hayatının merkezine alan insan; hem kendine hem çevresine fayda sağlar. 21. yüzyılın insanları olarak bizler, kutsal kitabımızdan istifade etmeli; Rabbimizin emirlerini hayatımıza uygulamalıyız. Bunu başardığımızda, yeniden merhametin, şefkatin ve insanlık onurunun hâkim olduğu bir toplum inşa edebiliriz.
Unutmamalıyız ki insanlık; sadece bireysel bir sorumluluk değil, evrensel, ahlaki ve dini bir yükümlülüktür.
Ve en önemlisi şudur:
İnsanlık olmazsa toplumlar çökmeye mahkûmdur.
İnanç, ahlak, vicdan ve kardeşlik bir siyasi görüşe bağlı değildir. Vatan hepimizin vatanıdır. İnsanî değerlerimize sahip çıkmalı; doğal afetlerde, krizlerde fırsatçılık değil, birlik ve beraberlik içinde hareket etmeliyiz.
Vesselam.
Ayşe Aktaş
0 Yorumlar