“Trump Dünyayı Kana Bulamadan Durmayacak”
Dünyanın kan ve gözyaşıyla şekillenen haritasında yine bir fırtına kopuyor. Çünkü savaşın, kaosun ve emperyalist hesapların baş aktörlerinden biri yeniden sahneye çıkmaya hazırlanıyor: Donald Trump. Onun adı anıldığında dünya siyaseti tedirgin olur, ekonomiler sarsılır, diplomatik dengeler yerinden oynar. Trump için dünya, Amerika’nın çıkarlarına hizmet eden büyük bir oyun alanıdır. Bu oyunda dostluklar geçicidir, ittifaklar pazarlığa açıktır, hukukun, insan haklarının, uluslararası anlaşmaların hiçbir anlamı yoktur. Onun tek ölçüsü vardır: Amerika’nın çıkarları ve kendi siyasi geleceği.
Görevde olduğu dönemde Çin’le ekonomik savaş başlattı, İran’ı ekonomik boğaza sürükledi ve İsrail, İran savaşını başlattı. Kuzey Kore’yi tehditlerle dize getirmeye çalıştı. Orta Doğu’da İsrail’in hamiliğini yaparak Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etti ve tüm İslam dünyasına meydan okudu. Ama yetmedi. Şimdi kaybettiği koltuğa tekrar oturmak isteyen bir Trump var ve artık onun için masada daha büyük ve kanlı oyunlar bulunuyor. Çünkü Amerika’nın iç sorunları derinleşiyor, ekonomik göstergeler alarm veriyor, sosyal fay hatları kırılıyor. Böyle zamanlarda Amerikan derin devleti hep aynı reçeteyi uygular: Dış düşman yarat, halkı konsolide et, orduyu büyüt, doları güçlendir ve silah sanayisini besle.
Trump, yeni dönem stratejisini tam da bu denklem üzerine kuruyor. Onun gözünde savaş, sadece askeri bir çatışma değildir. Savaş, aynı zamanda ekonomidir. Savaş, medya malzemesidir. Savaş, seçim malzemesidir. Savaş, Amerika’nın dünya üzerindeki mutlak tahakkümünü sürdürmenin en hızlı ve garantili yoludur. Amerikan halkına “barış için savaşacağız” mesajını satmak onun ustalık alanıdır. Halkına kahramanlık edebiyatı yaparken, dünyanın dört bir yanında yüz binlerce masumun ölmesi, şehirlerin harabeye dönmesi, İslam coğrafyasının kan gölüne çevrilmesi umurunda değildir.
Trump yeniden seçilirse hedef haritası çoktan çizilmiş durumda. İran, İsrail’in güvenliği ve Körfez petrolleri üzerinden yeniden hedef tahtasında. Bunun içinde bu savaşı başlattı. Temel hedefi buydu ve planını tıkır tıkır uyguluyor. İsrail’in işgal politikalarına tam destek verip İran’a karşı sınırlı ama etkili askeri müdahalelerin planları masada bekliyordu be başlattı. Çin, hem ekonomik rakip hem de Tayvan meselesiyle sıcak çatışma için her an hazır bir bomba. Güney Çin Denizi’nde yapılacak bir askeri hamle, tüm Asya-Pasifik’i alev topuna çevirebilir. Kuzey Kore, geçmişteki mektuplaşma şovlarından sonra şimdi yeniden tehdit diliyle hizaya sokulmak istenebilir. Rusya ise Ukrayna üzerinden köşeye sıkıştırıldı ama Trump, Putin’le olan eski "dostluğunu" yeni pazarlıklar için masaya sürmekte tereddüt etmeyebilir. Ama tüm bu hesapların ortak noktası bellidir: Daha çok gerilim, daha çok silah satışı, daha güçlü dolar, daha zengin Amerikan elitleri ve daha kanlı mazlum coğrafyalar.
Amerika’nın silah sanayi, petrol devleri, savunma lobileri ve medya kartelleri bu oyundan servet kazanıyor. Bu çark dönerken, Ortadoğu’da, Asya’da, Afrika’da milyonlarca mazlum can veriyor. Ama bu emperyalist sistemde kan sadece Müslüman topraklarda akıyor, yıkım sadece İslam şehirlerini vuruyor. Irak, Suriye, Libya, Yemen, Gazze, Lübnan… Hepsinin sokaklarında Amerikan bombalarının izleri var. Trump ve benzerleri, “özgürlük ve demokrasi” palavralarıyla giydirdikleri kanlı işgalleri yeniden vitrine sürmeye hazırlanıyor.
Ne yazık ki İslam dünyası hâlâ derin bir gaflet uykusunda. Birbirini boğazlayan mezhep kavgaları, dış güçlerin taşeronluğunu yapan satılmış liderler, birliğini kuramayan parçalanmış ümmet… İşte emperyalistlerin ekmeğine yağ süren tam da bu tablodur. Trump gibiler var oldukça, ama asıl bizler gaflette oldukça, bu coğrafyanın kanı akmaya devam edecek. Çünkü zalimler kadar gafiller de bu düzenin ortağıdır. Trump savaşla barış satmayı, kaosla liderlik pazarlamayı, tehdit ile iktidar devşirmeyi çok iyi biliyor. Bu kirli oyunun yeni perdesi açılmak üzere. Ve dünya bir kez daha bedel ödeyecek.
Selam ve Dua İle
Zübeyt BOZKURT
0 Yorumlar