TARIMSAL KALKINMADA
ÖZEL SEKTÖRÜN ROLÜ
Özel sektör, tarım sektörünün gelişimi
için en önemli aktörlerden biridir ve bu alanda büyük bir sorumluluk taşır. Çiftçilerin ve özel sektör temsilcilerinin
varlığı birbirine bağlıdır ve bu iki yapı tarımsal üretimin temelini
oluşturur. Bu iki yapının işlerinin sürdürülebilir olması için birbirleriyle
sağlıklı, adil ve güvenilir bir ilişki kurmaları gerekir. Özel sektör
temsilcisi, halci, toptancı veya perakendeci olsun, çiftçiler olmadan hayatta
kalamaz. Aynı şekilde, çiftçiler de özel sektör temsilcilerinin desteğine
ihtiyaç duyar. Bu nedenle, tüm tarımsal aktörlerin yaptıkları ve yapacakları iş
ve faaliyetler, çiftçi ve özel sektör temsilcilerinin birbirlerini koruyan,
kollayan ve farkında olan bir ilişki içinde olmalarına bağlıdır. Bu ilişkinin
kurulması ve geliştirilmesi için tüm tarafların çaba göstermesi ve bilinçli
olması gerekir.
Bu rolü yerine getirmek için özel sektörün dikkat
etmesi gereken dört ana nokta vardır:
·
Çiftçi ilişkileri: Özel sektör, çiftçilerle olan
ilişkilerinde sorumlu ve adil davranmalıdır. Çiftçilerin üretimden
çekilmelerine izin vermemeli, onları üretime teşvik etmek için para
kazanmalarına yardımcı olmalıdır. Çiftçilerin ürünlerini piyasa değerinde
almalı, onlara makul bir fiyat sunmalı, onların zarar etmesine neden olacak
düşük fiyatlarla karşılaşmamalarını sağlamalıdır. Çiftçilere olan ödemelerini
zamanında ve eksiksiz yapmalı, onların nakit akışını bozacak gecikme ve
kesintilere yol açmamalıdır. Çiftçilik faaliyetlerini profesyonel olarak yapan
işletmeleri ile sözleşmeli tarım modellerine geçerek, kaliteli ve
sürdürülebilir bir tarım modeli oluşturmalı, bu sayede kırsal alanda istihdama
katkı sağlamalıdır. Ayrıca, çiftçilik mesleğinin itibarını yüksek tutmalı, topluma
ne kadar saygın bir meslek olduğunu göstermeli, kendi işine olan saygısını da
ortaya koymalıdır. Çünkü özel sektörün işinin gelişmesi, büyümesi, maddi gelir
elde edebilmesi çiftçilerin üretimde kalmasına bağlıdır.
·
Ar-Ge ve inovasyon: Özel sektör, tarım sektöründe yeni
teknolojiler, ürünler ve hizmetler geliştirmek için araştırma-geliştirme
faaliyetlerine yatırım yapmalıdır. Böylece tarım sektörünün rekabet gücü artar,
inovasyon ve girişimciliği teşvik edilir. Özel sektör, aynı zamanda çevreye
duyarlı ve sürdürülebilir bir tarım anlayışını benimsemeli, iyi tarım
uygulamalarına uygun hareket etmeli, doğal kaynakların korunmasına katkıda
bulunmalıdır.
·
Katma değerli ürünler: Özel sektör, tarımsal ürünlerin
işlenmesi ve katma değerli ürünler haline getirmek için yatırım yapmalıdır.
Ar-Ge, Ür-Ge ve inovasyona yönelerek, devletin verdiği destek ve teşviklerden
yararlanarak, iş katma değerini ve istihdamı artırmalıdır. Hem kendi
ekonomisini hem de ülkenin ekonomisinin büyümesi için gayret göstermelidir.
Unutulmamalıdır ki, tarımsal sanayi tamamlanmadan ağır sanayiye geçmek mümkün
değildir.
·
Gıda arzı güvenliği: Özel sektör, çiftçiden aldığı ürünleri daha
pahalıya satmak için fırsatçılık yapmamalıdır. Tüketicilerin ulaşabileceği
fiyatlarla piyasaya ürün arz etmeli, gıda fiyatlarını yükseltmek için stok
yapmamalıdır. Özel sektör, çiftçiden aldığı ürünleri aracısız olarak tüketiciye
ulaştırmaya çalışmalı, aracılık maliyetlerini azaltmalı, hem çiftçinin hem de
tüketicinin kazancını artırmalıdır. Bu sayede özel sektör, orta vadede hem
kendi kazancını yükseltecek, hem de işletmesini sürdürülebilir bir kurumsal
yapıya kavuşturacaktır.
Günübirlik ve/veya krizden elde edilen
fırsatçılık, o gün için yüksek kar sağlanmış gibi görünse de orta ve uzun
vadede hem kendi varlığını, hem çiftçinin varlığını, hem de tüketicinin
varlığını tehlikeye atmaktadır. Bu günübirlik ve/veya krizden elde edilen
fırsatçılığın karlı bir iş olmadığını görmek için bu pencereden bakmak gerekir.
Unutulmamalıdır ki, gıda arzı güvenliği sadece gıda kıtlığı anlamına gelmez.
Gıda fiyatlarının yüksekliği nedeniyle tüketicinin gıdaya ulaşamaması da gıda
arzı güvenliği tehditlerinden biridir.
Özetle, özel sektör, tarım sektörünün
kalkınmasına önemli bir katkısı vardır. Bu katkının gerçekleşmesi için özel
sektör, tarım sektörüne yatırım yapmalı, çiftçilerle iyi ilişkiler kurmalı,
katma değerli ürünler üretmeli ve gıda arzı güvenliğini sağlamalıdır. Böylece
özel sektör, hem kendi işine hem de ülkenin geleceğine yatırım yapmış olur.
Tarımsal kalkınma için tüm kamu-kurum ve kuruluşlarının
gösterdiği çaba, gayret, emek ve sabır, nihai hedef olan tüketiciler içindir.
Birçok yazımda belirttiğim gibi, tarım toplumumuzun refahını sağlar. Tarım her şeydir, herkes içindir.
Tarımı ilgilendirmeyen bir konu yoktur. Hangi meslek dalında
olursanız olun, aynı zamanda bir tarım tüketicisisiniz. Tüketiciler olarak
tarımsal kalkınmada bizim de bir rolümüz vardır. Bu rolü nasıl yerine
getirebiliriz, nelere dikkat etmeliyiz, bir sonraki yazımızda bunlara
değineceğiz.
0 Yorumlar