KENDİ, KENDİNİ BESLEYEBİLEN ŞEHİRLER
Tarımsal faaliyetlerimizin geliştirilebilmesi,
sürdürülebilirliği ve gıda arzı güvenliğimizin sağlanabilmesi için iş birliği
içinde olması gereken tüm aktörlerin rollerini ve bu iş birliğinin yaptırım
gücüne sahip olması için gerekli önerileri getirmeye çalıştığımız 10 yazılık serimizin ardından, bu
yazımızda bu aktörlerin görev ve sorumluluklarına uygun birkaç rol model proje sunmaya çalışacağız. Bu
projeler elbette daha etkin ve uzman kişiler tarafından geliştirilebilir. Bizim
amacımız sadece yapılabilir proje fikirleri ile farkındalık yaratmaktır.
Dünyada ve ülkemizde çiftçilerimiz her geçen yıl tarımsal
faaliyetlerden uzaklaşıyor. Dünya çiftçi varlığı son 20 yılda ülkemizde olduğu
gibi %30 azalmış durumda. Bunun birçok sosyal ve ekonomik sebebi var. En önemli
sorunlardan biri çiftçi varlığımızın yaş ortalamasının 60 yaşın üzerine
çıkması, gençlerin ise kırsal alanda bir gelecek göremeyip kentlere göç
etmesidir. Bu durum hemen hemen tüm ülkelerin ortak sorunudur. Bu tablo yakın
zamanda gıda arzı güvenliğini tehdit ederken, şimdilik gıda enflasyonunu sürekli
arttırmaktadır. Bu da ekonomik ve sosyal sıkıntıların büyümesine yol
açmaktadır.
Bu sorunlar zaten kırılgan bir ekonomiye sahip olan ülkemiz için
çok büyük riskler oluşturmaktadır. Bir an önce tarımsal faaliyetimizi
artırmalı, çeşitlendirmeli, katma değerli ürünlere yönelmeliyiz. Bunu
başarmamız hem ülkemizin gıda arzı güvenliği için elzemdir, hem de tüm dünya
ülkelerinin aynı sıkıntılarla boğuştuğu bu çağda coğrafi, iklimsel, mevsimsel,
endemik bitki çeşitliliğimiz, genç nüfus varlığımız, jeopolitik konumumuz
bakımından bize ekonomik ve sosyal açıdan çok ciddi avantajlar sağlayacaktır.
Bunun için gençlerimizi
tarımsal faaliyetlere katılacak yeni modeller geliştirmeliyiz. Devletimiz
onca maddi ve manevi imkânlarını seferber ederek yetiştirdiği ve 2022 yılı
itibariyle birçok kaynağa göre 150.000’den fazla veteriner, ziraat ve gıda mühendisi, tekniker işsiz gencimiz var.
Her yıl 4.000’den fazla yeni mezun olan genç bu işsizlik ordusuna katılıyor. Ve
maalesef mühendislik okuyup da kendi işini yapamayan ziraat mühendisleri iş
imkânları bekliyor.
Madem gençlerimiz kırsal alanda bir gelecek görmüyor, şehirlerde
sahip oldukları konforu, çevreyi ve sosyal alanları bırakmak istemiyorlar, o zaman biz de kırsal alanları şehirlere
taşıyabileceğimiz modeller üretebiliriz.
Nasıl
mı?
Bir şehir örnek verilecek olursa Ankara’nın şehre en yakın
devletimizin hazine arazisi ve/veya orman vasfını yitirmiş orman arazileri
şehir merkezine 40-70 km çapında on binlerce dekar alandır. Bu devletimize ait
atıl olan araziler proje hedefinde olan gençlerimizden oluşacak ihtisaslaşmış genç kooperatife tahsis
edilerek üretime açılabilir. Bu tahsis zaten ilgili bakanlıklarımızın yürüttüğü
yönetmeliklere de uygundur.
İhtisaslaşma sadece bir kelime olmaktan çıkmalıdır. Bir veya
mevsime bağlı iki ürün üzerinde odaklanmalı ve bu ürünlerin katma değerini
artırmak için ar-ge ve ur-ge çalışmaları yaparak kendilerini
geliştirebilecekleri yapılar kurmalıyız.
Söz konusu bu modelde tahsis edilebilecek arazilerin şehir
merkezine 40-70 km çapında olması, model projeye dahil edilen gençlerimizin
sahip oldukları ve bırakmak istemedikleri sosyal ve kültürel çevrelerinden
uzaklaşmadan, ulaşımı kolay bir mesafede üretmeye ve ürettirmeye teşvik
edilmesini sağlar.
Bu modellerde gençlerimizi, özellikle ziraat ve gıda
mühendislerimizi dahil ederek şehrimizin atıl durumda olan hem bu mühendislere
iş imkânı oluşturmuş, hem şehrimizin atıl arazilerini üretime, ekonomiye
kazandırmış oluruz hem de her şehir “Kendi,
Kendini Besleyebilen Şehirler” modeli oluşturmuş olabilir ki buna her
şehrin her yönden (ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi) ihtiyacı vardır.
Tüm şehirlerimizin kendi, kendini besleyebilecek en
azından TEMEL GIDA ÜRÜNLERİNİ üretme potansiyeli
varken, bunu yapamamanın bir bahanesi olamaz. Bunu başardığımız zaman hem gıda
enflasyonunu düşüreceğiz, hem bölgesel ekonomik refah seviyesini yükselteceğiz,
hem de istihdamı artıracağız. Ülkemizdeki her şehrimiz kendi ana temel gıda
ürünlerini üretebilecek topraklara, kalifiye insan kaynağına, sanayiye,
teknolojiye, bilgiye sahiptir. Ayrıca pazar da zaten kendisidir. Yapmamız gereken tek şey projelendirme, planlama ve
istekli-gayretli yöneticilerin-aktörlerin bir araya gelmesidir.
0 Yorumlar