Kürecik Radarı: İsrail'i Koruyan Kalkan, Ümmeti Vuran Sessizlik
Ortadoğu yeniden alev alev yanarken, Gazze'nin üzerine düşen bombalar sadece Filistinli çocukların değil, ümmetin suskun vicdanını da paramparça ediyor. Herkes Filistin'e ağlıyor ama gözden kaçırdığımız çok daha derin bir gerçek var: Bu zulüm bizim topraklarımızdan destekleniyor olabilir mi?
Evet, bu sorunun cevabı Malatya'daki Kürecik Üssünde gizli. 2012'de NATO adına kurulan ve ABD tarafından işletilen bu radar sistemi, İsrail'e yönelik olası füze saldırılarını önceden tespit etmek için tasarlanmıştır. Füze İran'dan havalanmadan saniyeler sonra Kürecik'ten sinyal alınıyor, ardından Ramstein'daki Amerikan üssüne gönderiliyor, oradan da İsrail'in savunma sistemleri harekete geçiyor. Yani, Gazze bombalanırken, bu operasyonun ilk halkası Anadolu'dan başlıyor!
Bu bir iddia değil, sistemin teknik gerekliliğidir. Radar ne kadar hedefe yakınsa, o kadar hızlı veri sağlar. Kürecik'in İran'a yakınlığı, onu İsrail için paha biçilemez bir göz hâline getiriyor. Kısacası, Filistinli çocuklar ölürken, Türkiye'nin dağlarından toplanan veriler İsrail'in Demir Kubbesini besliyor.
Peki ya İran? Her ne kadar mezhepsel farklılıklar üzerinden eleştirilse de, İran bugün İsrail'e karşı en sert direnişi gösteren ülkelerin başında geliyor. Hizbullah'tan Yemen'deki hareketlere kadar birçok yapıya destek vererek "İsrail'e karşı sıfır taviz" politikasını sürdürüyor. Elbette İran'ın siyasi çıkarları vardır. Ancak fiili olarak Gazze'ye destek veren kaç ülke kaldı?
Türkiye ise hâlâ ikili oynuyor. Bir yandan "İsrail'i kınıyoruz" diyor, diğer yandan İsrail'in güvenlik sistemine can suyu veren bir radar sistemini çalıştırmaya devam ediyor. Bu ne büyük bir çelişkidir! Siyasi nezaket ya da stratejik denge adına ümmetin kalbine saplanan hançere sessiz kalmak; tarihi bir sorumluluğu inkâr etmektir.
Bugün İsrail'in Gazze'yi vurmasını sadece Tel Aviv'deki plan odaları değil, Kürecik'te dönen radar da mümkün kılıyor. İşin en hazin tarafı ise; bu radarın varlığına gerekçe gösterilen "NATO yükümlülüğü" bahanesidir. Oysa Amerika, hiçbir zaman verdiği sözü tutmamıştır. Afganistan'dan Suriye'ye, Irak'tan Libya'ya kadar kandırılmadığımız bir tek dosya kalmadı. Şimdi aynı hatayı tekrar mı yapacağız?
Artık Karar Zamanı
Türkiye'nin derhal atması gereken adımlar vardır:
Kürecik Üssü ve İncirlik tamamen kapatılmalıdır.
İran, Suriye, Irak, Pakistan ve Mısır'la savunma paktı kurulmalı, bölgesel güvenlik kendi içimizde sağlanmalıdır.
Amerikan istihbaratına değil, ümmetin maslahatına güvenilmelidir.
Bugün "aman İran'la aramız açılmasın" diyenler, yarın Türkiye hedefe oturduğunda yanlarında kimseyi bulamayacaklardır. Çünkü sıranın kime geleceği bellidir. İsrail yayılmacılığı durmaz; sadece yön değiştirir. Bugün Gazze, yarın Tahran, sonra İstanbul. Bu senaryoyu durduracak tek şey: bölgesel bir ittifak, kararlı bir duruş ve içten gelen bir direniş ruhudur.
Ve unutmayalım:
"Sarı öküzü verdiğimiz gün düşmeye başladık."
Eğer Kürecik kapatılmazsa, bir gün aynı radar sisteminin Türkiye'yi hedef alan veriler topladığını da göreceğiz.
Selam ve Dua İle
Zübeyt BOZKURT
0 Yorumlar